Resmi Gazete’de 4 Şubat’ta yayımlanan kanun değişiklikleri ortasında şirketlere kayyım atanmasıyla ilgili bir düzenleme de yer aldı. Kanunda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282’nci, 314’üncü ve 315’inci hususlarında ve 6415 sayılı “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun” 4’üncü unsurunda düzenlenen cürümlerin işlendiği konusunda kuvvetli kuşku sebeplerinin varlığı halinde şirketlere ve mal varlıklarına kayyım atanması kararı verildiği takdirde 5 yıl mühletle TMSF’nin kayyım olarak atanabileceği belirtildi.
TMSF, “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun mahkeme kararı olmadan şirketlere el koyacağının” sav edilmesi üzerine açıklama yaptı.
Mahkeme kararı olmadan TMSF’nin bir şirkete “kayyım” olarak görevlendirilemeyeceği aktarılan açıklamada, şu tabirler yer aldı: “Resmi Gazete’de 4 Şubat’ta yayımlanan 7539 sayılı Kanunun 7. Hususu ile getirilen yeni yasal düzenlemeye nazaran, TMSF’nin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 133. unsuruna nazaran kayyım olarak atanması durumunda, Bankacılık Kanunu’nda var olan yetkilerini kullanması mümkün hale gelmiştir. Şirketlere kayyım atanması yeni bir düzenleme değildir. CMK’ye nazaran ‘kuvvetli şüphe’ bulunması durumunda kanunlar çerçevesinde şirketlere kayyım atanmaktadır.
Kanun değişikliğiyle TMSF yalnızca, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen kabahatten kaynaklanan malvarlığı pahalarını aklama, silahlı örgüt ve silah sağlama ile Terörizmin Önlenmesini Sağlama Kanunu’nda düzenlenen terörizmin finansmanı cürümlerinin işlendiği konusunda kuvvetli kuşku bulunması halinde, CMK’nin 133. ve 128. hususları mucibince mahkeme tarafından kayyım olarak atanabilecektir.”
‘KANUNDA TMSF’YE YENİ YETKİLER VERİLMEMİŞTİR’
İddiaların bilakis mahkeme kararı olmadan suça karışmamış şirketlere kayyım atanmasının kelam konusu olmadığı vurgulanan açıklamada, TMSF’nin hukuken belediyelere de kayyım olarak atanmasının imkanının bulunmadığı savunuldu.
Kanunda TMSF’ye daha evvel görülmemiş yeni yetkiler verilmediği kaydedilen açıklamada, “Özetle, son düzenlemeyle TMSF’nin görevlendirildiği şirketlerin aktif bir halde yönetilebilmesi için Bankacılık Kanunu’nun tanımladığı, halihazırda var olan yetkilerinin kullanılabilmesine imkan sağlayacak 5 yıl periyodik bir düzenleme yapılmıştır” denildi.
Ne olmuştu?
TÜSİAD’ın son çıkışının ardında Resmi Gazete’de 4 Şubat’ta yayımlanan şirketlere kayyım atanmasıyla ilgili değişiklik olduğu yorumları yapılmıştı.
Genel Konsey kapsamında düzenlenen panelde konuşan hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, 4 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanan yasaya işaret ederek, “Artık yargı yoluyla değil, daha kestirme yolla müdahale yapılmak isteniyor. TMSF de bu nizamın iktisada karşı iş dünyasına karşı yeni bir aleti olarak devreye sokuluyor. Terörizmin finansmanı üzere kabahatlerden ötürü, aşikâr ekonomik çıkar hedefli kabahatlerden ötürü, TMSF’den kayyum atanacak” değerlendirmesinde bulunmuştu.
(HABER MERKEZİ)